Kayıtlar

Altın Oran

Resim
ALTIN ORAN Altın oran , özellikle çeşitli bilim dallarında, mimari ve sanatsal alanlarda yararlanılan, belirli bir tutarlılık üzerine kurulu parçalar arasındaki uyumu yansıtan geometrik ve sayısal değerlere verilen isimdir. İlk kez Mısırlılar ve Yunanlar tarafından mimari yapılarda, heykellerde ve diğer sanatsal alanlarda kullanılmıştır. Temel olarak bölünen bir bütünün yan yana getirilen iki parçasının diğer büyük parçayı oluşturması prensibine dayanır ve altın oranın sayısal değeri 1,618'dir. Altın Oran; CB / AC = AB / CB = 1,618 Altın Oran,   pi   (π) gibi irrasyonel bir sayıdır ve ondalık sistemde yazılışı; 1,618033988749894...'tür. -noktadan sonraki ilk 15 basamak- Bu oranın kısaca gösterimi: olur. Altın Oranın ifade edilmesi için kullanılan sembol,   Fi   yani   Φ 'dir insanlar tarafından ne zaman keşfedildiğine ve kullanılmaya başlandığına dair kesin bir bilgi mevcut değildir.  bu konudaki en ünlü eser Leonardo da Vinci'nin 1492 yılı

İzafiyet Teorisi Nedir?

Resim
İzafiyet Teorisi Nedir? İzafiyet(Görelilik) Teorisi, Özel ve Genel Görelilik olmak üzere iki kısımdan oluşur. İki başlık halinde açıklayacağız. ÖZEL GÖRELİLİK TEORİSİ Einstein`ın Özel Görelilik Teorisi ışık hızına yakın hızlarda bazı beklenmeyen etkileri öngörür. 19.yy.`ın sonlarında gerçekleştirilen Michelson-Morley deneyi özel göreliliğin tohumunu atmıştır. Michelson interferrometresi adında bir aygıt kullanarak, Michelson ve Morley , dünyaya dik ve paralel doğrultuda ilerleyen güneş ışınlarının hızlarındaki farkı ölçmeye çalışmışlardır. Dünyanın yörünge hızı dolayısıyla ölçülen değerlerin farklılık  göstereceğini düşünmüşler fakat deney sonucu beklendiği gibi olmamıştır. Ölçülen iki ışık ışınının hızları arasında herhangi bir fark gözlenmemiştir. Bu deneyin olumsuz sonucu özel teoriye zemin hazırladığından Michelson-Morley deneyi bilimtarihindaki en önemli negatif deney olarak değerlendirilir. Einstein`ın Varsayımı Einstein Michelson-Morley deneyinin neden işe yara

Kütle-Enerji Denkliği

Resim
Einstein'ın meşhur E=mc² denklemi kütle ve enerjiyi kıyaslaması ve bu ikisinin bir eşitliğini vermesi sebebiyle fizikte devrim yaratmıştır. Albert Einstein'ın E=mc² denklemi (ya da E eşittir m çarpı c kare) fizikte belki de en çok bilinen denklemdir. Bu denklem böylesine çok bilinmesine rağmen çoğunlukla ifade ettiği anlam bilinmemektedir. E=mc² 'nin Kökleri E=mc² denklemi Einstein'ın özel izafiyet teorisiyle ilişkilidir. Bu denklem aslında Einstein'ın orjinal özel izafiyet makalesinde bulunmaz. Einstein, kütle ve enerji eşitliği üzerine sonradan kısa bir makale yazmıştır. Özel izafiyet teorisinin ilkelerini birbirlerine zıt, iki yönde ışık enerjisi saçan bir cisim üzerine uygulayarak Einstein, cismin enerji yaydıkça kütlesinin azaldığını ortaya koydu. Kurduğu mantığa devam ederek, cismin kütlesinin, içerdiği enerji miktarının bir ölçüsü olduğu sonucuna vardı. Böylelikle enerji ve kütle arasında bir denklem yarattı. Kütle-Enerji Eşitliği Einstein'a göre

Bilim İnsanları Mars Göktaşlarında Yaşam Belirtisi Metana Rastladı

Bilim insanları Mars kökenli 6 volkanik taşı inceleyerek hepsinde aynı miktarda izotopik birleşime rastladı. Ayrıca her numunede  metan olduğu kütle spektrometresinde görüldü. Ayrıca ekip Mars’dan olmayan iki göktaşında daha az metan olduğunu gözlemledi. Bu keşif Mars yüzeyinde  olgunlaşmamış yaşam formları olabileceği ihtimalini doğuruyor. Gezegenimizde mikroplar bunu bolca yapıyor. Renk ve kokuya sahip olmayan metan, en basit organik molekül olarak biliniyor. Yanıcı olan gaz Mars atmosferinde ilk kez 2003 yılında Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Mars Express uydusu tarafından tespit edilmişti. NASA’nın keşif robotu Curiosity, geçtiğimiz yıl Gale kraterinde metan izlerine rastlamıştı. Dünya’da metan, büyükbaş hayvanların yemek sindirimi gibi canlılara ait faaliyetlerin yanı sıra, yanardağ patlamaları gibi doğaya özgü olaylarda ortaya çıkıyor. Space.com’a açıklama yapan araştırma ekibinden Nigel Blamey, Dünya’ya düşen altı Mars meteoritinden numune alarak incelediklerini belirtti. Her bir